| Entertainment is a form of activity that holds the attention and interest of an audience, or gives pleasure and delight. |
Eğlence bir izleyici veya dinleyici kitlesinin ilgisini ve dikkatini canlı tutan veya onlara keyif ve hoşluk veren bir aktivite türüdür. |
| It can be an idea or a task, but is more likely to be one of the activities or events that have developed over thousands of years specifically for the purpose of keeping an audience's attention. |
Bu aktivite bir fikir veya bir iş olabilmekle birlikte genelde binlerce yıldır izleyenlerin dikkatini çekmek üzere geliştirilmiş aktivite veya etkinliklerden biridir. |
| Although people's attention is held by different things, because individuals have different preferences in entertainment, most forms are recognizable and familiar. |
I have not translated this one because this bit does not make sense. If people have different preferences, how are most forms recognizable? |
| Storytelling, music, drama, dance, and different kinds of performance exist in all cultures, were supported in royal courts, developed into sophisticated forms and over time became available to all citizens. |
Hikaye anlatımı, müzik, drama, dans ve farklı performans türleri tüm kültürlerde mevcut olup krallıklar tarafından desteklenmiş, sofistike biçimlerde geliştirilmiş ve zamanl tüm vatandaşlara açık hale gelmiştir. |
| The process has been accelerated in modern times by an entertainment industry which records and sells entertainment products. |
Bu süreç eğlence ürünlerini kaydeden ve satan bir eğlence endüstrisi tarafından modern zamanlarda hız kazanmıştır. |
| Entertainment evolves and can be adapted to suit any scale, ranging from an individual who chooses a private entertainment from a now enormous array of pre-recorded products; to a banquet adapted for two; to any size or type of party, with appropriate music and dance; to performances intended for thousands; and even for a global audience. |
Eğlence kavramı dönüşmeye devam etmekte ve şimdiye kadar muazzam sayıda önceden kaydedilmiş ürün, özel bir eğlence seçen birinden farklı ölçeklere uyacak şekilde uygulanabilmektedir; iki kişi için tasarlanmış bir ziyafete; her büyüklükteki partiye uygun müzik ve dans ile uyarlanabilmekte; binlerce kişiye yönelik performanslar yapılabilmekte ve hatta uluslararası etkinlikler düzenlenebilmektedir. |
| The experience of being entertained has come to be strongly associated with amusement, so that one common understanding of the idea is fun and laughter, although many entertainments have a serious purpose. |
Eğlenmek keyif almak ile kuvvetli bir şekilde ilişkilendirilmiştir, bu yüzden, birçok eğlence aktivitiesinin ciddi bir amacı olmasına rağmen, ortak amaç eğlence ve kahkahadır. |
| This may be the case in the various forms of ceremony, celebration, religious festival, or satire for example. |
Bu, çeşitli tören, kutlama, dini festival ya da hiciv şeklinde olabilir. |
| Hence, there is the possibility that what appears as entertainment may also be a means of achieving insight or intellectual growth. |
Bu nedenle eğlence olarak görünen şey, içgörü veya entelektüel gelişim elde etmek için bir araç olabilir. |
